12 Eylül 2019 Perşembe

İyi ki Doğdun Çocuk "23 Mayıs 2014"

Merhaba,

Size bir hikaye anlatmak istiyorum! Hastane koridorlarına sıkışmış bir adamın "Merhaba Çocuk" diyerek yeniden ayağa kalktığı bir hikaye... 

23 Eylül 2011 tarihinde, kurduğu tüm düşleri başına yıkılan bir genç düşünün. Ve bu genç, kaybettiği huzuru ve sağlığı hiç ummadığı bir yer de bulmuştur. 5 Yaşında bir kız çocuğunun minik ellerinde ve kocaman gözlerinde...

Onun adı Emine... Hayatımı değiştiren çocuk! 

Kaderlerimiz bir çocuk yuvasının bahçesinde ve onlarca çocuğun arasında kesişti. Ve bana olan o bakışları... Hiç unutamıyorum! Hani ünlü bir şairin eşsiz bir anı iki kelime ile özetlemesi gibi... Kimseye yaklaşmayan bir çocuğun inci tanelerindeki ağır roman, beni onun senaryosundaki sokaklara sürüklemişti. İlk tanışmamız, onunla kurduğum ilk iletişim, hayatımın en sıcak sarılışı, en güzel gülümseyişi ve ilk kez bir çocuğun bana baba diye seslenişi... 

Küçücük bir bedenin, kocaman bir yükün ağırlığı altında gösterdiği güç kesinlikle eşsizdi. Beni hayata karşı tekrardan cesaretlendiren bu duygunun kıymetini anlatamam. 

Tam üç yıl boyunca yuva da gönüllü olarak bulundum. Emine mutlu olsun diye verdiğim uğraş, kendi hayatımın savaşı haline gelmişti. Zamanla sadece Emine değil, arkadaşları Doğukan, Ece, Emel, Eray, İrfan, Mustafa, Süleyman, Umut, Yağmur ve diğerleri için de bu mücadeleyi verdim. Ve hepsinden de bir şeyler öğrendim! 

Kısıtlı imkanlarım ile daha kısıtlı imkanları olan meleklerime bir umut kapısı açmak en büyük hayallerimden biri haline gelmişti. Yetenekli olduğumu düşündüğüm tek sanatı, onların pembe rüyalarını gerçek kılabilmek için kullanmayı planladım. İsmini hikayesi olan kelimelerden seçerek kurguladığım, sanatını duygusal bir bağ kurarak yarattığım "Merhaba Çocuk" benim ilk kişisel fotoğraf sergimin adıdır. Sosyal bir farkındalık ve maddi bir imkan yaratabilmek adına tüm Denizli halkına duyurduğum ve hiç bir sponsorum olmadan gerçekleştirdiğim sergimi 23 Mayıs 2014 tarihinde açılışını yaptım. 

Fark ettiniz mi bilmiyorum. Gün olarak 23'ünü seçmem kesinlikle tesadüf değildi. İşte o gün, Merhaba Çocuk ismiyle ilk kez tanışan her insana hayalini kurduğum projeyi anlattım. 7'den 70'e bir sürü insanla sohbet edip bir uyanışın hikayesini başlattım. 

Peki ya sonuç?

Bir hafta boyunca açık kalan sergi de sergilenen 41 tablodan 28 adetini satma başarısını gösterdim. Onlarca çocuğun hayali, onlarca çocuğun mesleği, onlarca çocuğun ailesi, yüzlerce insanın bir farkındalığı oluştu. Şimdi bana sorabilirsiniz bunu sadece satılan 28 tablo ile mi yaptın? Hayır... 

Gençlerle sohbet ettim, yuvaya destek oldular... Ailelerle sohbet ettim, çocuklara aile oldular... Koruyucu aile dernekleri ile sohbet ettim ziyaret edenleri bilgilendirdiler. Kameralara konuştum, sergiye gelemeyenler yuvaya akın ettiler. 

Gönüllü olarak yuvada geçirdiğim zaman içerisinde her bir çocuğun gerçek hayallerini keşfetmeye çalıştım. Elde edilen geliri kendisine vermemi bekleyen yuvanın müdürüne değil, o çocukların rüyalarını gerçekleştirebilmek için kullandım. Şimdi o rüyaları gören çocukların güzel okullarda, mutlu bir yuva da ve harika işlerin başında bir sanatçı olma yolunda gittiğini görmek, İŞTE HUZURUN RESMİ...  


(Yuvada yaşayan çocuklara ait fotoğrafları şahsi kimliklerini deşifre etmemek adına kullanmayı doğru bulmuyorum. Onları anlatmış olduğum hikaye ile aklınız da resmedebilirsiniz. Lütfen en güzeli olsun)

Hayal Atölyesi "2" (2018-2023)